İnsanlarımızdan bazıları kendi çocukluklarını ya da gençliklerini sanki hiç yaşamamış gibiler. Sohbetlerinde şimdiki çocuklar, gençler diye başlayıp, arkasına tüm olumsuz sıfatları eklemek son yıllarda daha çok arttı. Öyle ki her gittiğimiz düğün, bayram ziyaretlerinde kahve köşelerinde üç beş insanın bir araya geldiği ayaküstü yaptıkları sohbetlerinde bile bu tür konuşmalar sürekli konuşulur olmaya başladı. İlginç olan bu yakınmaları yapan büyüklerin kendi çocukluk dönemlerinde analarının babalarının ya da çevrenin kendileri için aynı olumsuzlukları söylediklerini unutmuş olmalarıydı. Oysa insanlarımız durumdan vazife çıkarmayı bırakıp empati yapsalar bu tür söylemleri nesilden nesile aktarma anlayışından vazgeçebilirler. Tam tersi aynı anlayışla sözcükleri bile değiştirmeden hem de arkalarından konuşarak alışkanlıklarına devam ediyorlar.