Küreselleşme kavramı etrafında yürüyen tartışma, 20. Yüzyılın sonu ve 21. yüzyılın başları itibariyle, ekonomik, siyasal ve kültürel alanlarda karar-verme gücünün farklı noktalara kayması ile ilgilidir. Yaklaşık üç yüzyıldır ayakta olan Modern sistemin bir tür dönüşümü olarak küreselleşme, siyasal aktörlerin hakim olduğu alanların değişimini ve farklı aktörlerin devreye girmesini ifade eder. Kendi hakkında iyi-kötü kararını verebilen, kar-zarar hesabını yapabilen, bu nitelikleriyle rasyonel olduğu varsayılan bireyler ile onların seçimler yoluyla yetkilendirdiği temsilciler ve onay verdiği hukuki sistem aracılığıyla işleyen modern dünyanın siyasal sistemi, artık bu mekanizmanın dışında yürüyen karar verme mekanizmalarına dayanmaktadır. Bireylerin doğrudan müdahale edemediği ,temsilcilerinin etkisiz kaldığı ya da halkın tercihlerini yansıtmadığı, kurumların devlet başta olmak üzere başka kurumlar bağlanmaya başladığı bu süreç, yeni ilişkiler ağının kurulmasına neden olmaktadır.