At arabasının sesi gecenin karanlığında sessizliğin gürültüsünü yaratıyor. Mazhar kucağımda uyurken bazen birden irkiliyor ve hem uykulu hem de korkulu gök mavisi gözleri beni buluyor. Ona gözlerimle hadi uyu yavrum diyorum. Atlar dörtnala koşarken bildiğim tüm dualar dilimden dökülüyor. Yasamalıyım, mecburum yasamaya. Çocuklarımı sağ salim teslim etmek zorundayım. Ha gayret Zeynep, dayan! Gecenin en dipsiz karanlığında her şey gözlerimin önünden sırayla geçiyor. Sanki bir rüyaydı hepsi...