Hayata gelmek başka şeydir, o hayatı atandığınız rolleri oynayarak sür­dürmek bambaşka şey. Bazen hayat­taki edimlerimizin değişik oyuncu­lar tarafından canlandırıldığı sanısı­na kapıldığımız olmaz mı? Hatta daha da kötüsü, bizim değişik karak­terleri canlandıran bir oyuncu oldu­ğumuzun farkına varmamızdır. Öy­leyse zaman kavramının arada sıra­da kaymalara uğramasına da şaş­mamak gerekir. Kaya Ulusay, Zamansız’da tariflediğimiz karmaşanın içinde kı­sılıp kalmış bir insanı anlatıyor. Bitmek üzere olan sigarasını tazelemek için paketi cebinden çıkarttı. Gün boyu ardı ardı­na yaktığı sigaralar boğazını paralamıştı. Hissettiği acıya inat, paketten çıkarttığı sigarayı dudaklarının arasına yerleştirdi. Şu garip dünyada ölmek için ne kadar çok seçenek vardı! Yaşamak içinse sınırlar belliydi. Düşünceleri beynine, ağzındaki sigaranın dumanının ciğerlerine yayılışından daha hızlı nüfuz ederken,£ Yaşadıkları hayatın aslında hiçbir nabız belirtisi göstermeden sürüp gitti­ğini farkettiklerinde her şey çok geç olacak diye düşündü; £Sistemin içinde, sisteme karşı ama sistemden kopamayan bir zavallıyım ben.Yanlışı gören ama haykıramayan bir kor­kaktı belki de.

Benzer Kitaplar