"Derken ömründe hiç duymadığı lisanlar karıştı seslere. Uzun radyo dalgaları gibi uzaklardan birşeyler çalındı kulağına fakat hiçbirini anlayamadı. İçiçe geçmiş akan görüntülerin içinden Roma tunikleri giymiş adamları, Memlûk kılıçlarını seçti. Ateşlere atılan insanlar gördü. Bastonuna dayanmış duran haşmetli Süleyman Peygamberi tanıdı. Dünya tarihi boyunca bir kadının üstlendiği en ağır yüküyle, gencecik Meryem göründü. Ezilen, hor görülen Yahudiler geçti önünden; ezen ve hor gören Yahudiler… Yavuz geçti beyaz atının üzerinde, mütebessim; Cemal Paşa indi düşünceler içinde merdivenlerden, hürmetle tırmanan Enver Paşa’yı seçti. Sonra birden gül kokuları sardı her yanı. Derin derin çekti içine..."