“Kapıyı açtığımda onu karşımda görünce, ‘Hayırdır?’ demedim, ‘Neredeydin?’ diye de sormadım; sadece, ‘Hoş geldin,’ dedim. Bunca yıllık meslek hayatımda en önce ve mutlaka söylemem gerekeni, yakın zamanda Bizim Yunus’tan öğrenmiştim. Tıpkı onun beni de yakan sevgi ateşinin aydınlattığı diğer pek çok şey gibi…” Hayatında bazı şeyler yolunda gitmeyen ve yakın zamanda ailesini kaybeden bir psikiyatr… Ve onu en kritik ânında tekrar hayata bağlayan, Yunus Emre’yi gördüğünü iddia eden yeni danışanı… Danışanını daha iyi anlamak için Yunus Emre'yi araştıran Doktor Hakan’ın hayatında yeni bir yolculuk başlar. Kâh günümüzde hayata tutunmaya çalışan iki genç, kâh geçmişte dertlerine derman arayan Yunus’un farkında olmaksızın gönüllere derman olan arayış hikâyesi… Yunus Diye Göründüm, modern hayatın beraberinde getirdiği dertlerle boğuşan biz 21. yüzyıl insanlarına yüzyıllar öncesinden gelen bir terapi, bir yoldaş, bir derman... “Beni denizden çıkarıp denizlere atan, ölümden çekip Yunus ummanına iten genç… Şu hâle bir bak hele. Vaktiyle sen bana iyileşmeye geldin de ben iyileştim. Şimdi parıltısında mutluluk yerine acı taşıyan bu gözyaşlarınla ne olur korkutma beni!” Uluslararası Yunus Emre Roman Ödüllü