Bir kişinin hem ayakta duramayacak denli bitkin, hem de böyle dimdik olduğunu bir arada gördüm ilk kez. Kitaplarda anlatılır da, insan tam gözünün önüne getiremez. “Bitkin, ama dik” denir. Bu gövde de bitkindi ama, ona böyle dik bir görünüm veren, kasların, kemiklerin dışında bir şey olmalıydı. Ne olduğunu kendim de bilemediğim için açıktan açığa söyleyemediğim bir beklentim vardı Adalet Ağaoğlu’nun öykücülüğünden. Bir şey! Başka, fazla bir şey! O beklediğimi yazmakla Ağaoğlu kendi buldurmuş oldu bana –kafamı değil- edebiyat katındaki yüreğimi kurcalayanın ne olduğunu.