Karikatürcüler fazla konuşmaz derler. Doğrudur, karikatürcü sözden ziyade çizgiyi yeğler. Ne var ki kimi zaman çizgi de yetmeyebilir... Böyle durumlarda harfler imdada yetişir, kağıt üzerinde sözcükler sıralanır, tümceler şekillenir, karikatürcü ‘yazar’ olur çıkar!... Profesyonel anlamda karikatür çizmeye biraz geç başladım. Yıllar boyunca karikatürcü gözlüklerimle yaşadıklarımı, gördüklerimi çizgi romanlara dönüştürmeyi göze alamadım. Yitirdiğim zamanı çizgiyle yakalamak güç geldi bana, tembellik edip harflere sığındım. Moskova’da Perestroika’nın kırmızı pabuçlu kızlarını... Tunus’taki Casablanca kabusunu... Kazak erkeklerinin kazaklığını... Vilamour’daki briç sirkini... Gabrovo’nun kuyruksuz kedilerini... Marsilya’daki Ermeni taksi şoförünü... Boston’un en izbe gece kulübündeki Pazar ayinini... Katalanlar’ın misafirperverliğini... ...hafıza süzgecimde kalan mizah kırıntıları olarak kaleme alınca, bir de baktım ki böyle bir kitap olmuş!..

Benzer Kitaplar