her şey, önüne geçilemeyen tek bir nedenle biter! adnan'la mine'nin durumunda da bu oldu. yukarıdan birlieri mine'nin ipini çekti, ruh balonunu patlatmaya karar verdi diyelim iyisi mi...adnan pek bozuldu bu işe. bir sabah birdenbire uyanmış, yok yok öyle değil, sanki günün orta yerinde, en sevdiği oyunu oynar üstelik de kazanırken, birden bir bacağı ya da kolu kopmuş gibi dengesini kaybetti. adnan, mine dışında birini sevmemişti hiç. sevmesi gerekeceği de aklına gelmemişti. üzgündü, kendini berbat hissediyordu. mine'yi geri almalıydı ama nasıl? böyle şeylerden anlayan birine akıl sormak gerekti. iyi de kim anlardı böyle şeylerden? insan runuhun kederle intihanından? azrail'in bize sormadan seçtiklerini geri alma işinden? yok bana sensiz hayat, aslı tohumcu'dan, bir aşk masalı. bir dövüşme arzusuyla eğer aşk, bunu kaleminden her daim kan damlayan birinden daha dokunaklı kim dile getirebilir!