Aşk kavgasız olmaz diyordu, kendi kendine. Ona göre, sessiz, sakin, sütliman denecek şekilde dalgasız denizlerde yüzmeye alışmış olan gemiler, karşılarına çıkacak ilk fırtınada alabora olup batarlardı. Oysa hayatın karı, kışı, fırtınası vardı. Kesinlikle sütliman bir deniz gibi değildi, hayat. Sevenler, hayatın dağdağasına, gelgitlerine çok önceden hazır olmalıydılar. Aşktaki kavga, bu hazırlanışın, bu hazır oluşun göstergesiydi...