Padişah Abdülaziz 1867 Paris Dünya Fuarı’na modernliğin seyrine bakmaya gittiğinde, kendisi de Şark ın bir seyirliği olarak karşılanmıştı. Ama Batılı göz ona bakınca tasavvurundaki otantik imgeyi bulamadı; yeterince oryantal görünmüyordu padişah. Modernlik ve Doğu-Batı karşılaşmaları, bitmez tükenmez bir mesele. Dilek Zaptçıoğlu bu kitaptaki yazılarda, Türkiye’nin modernleşme tarihinin deneyimlerini, dünyanın dört köşesinden deneyimlerle mukayese ederek, deneyimleri birbirleriyle konuşturarak düşünüyor: Batı’nın farklı yüzleriyle, Sovyet tarihiyle, Orta Asya’yla, İran’la... Belki en çarpıcısı, özünü yitirmeden değişme mitosunun ikonu olan Japonya’yla... Modernliğin büyük vaadi olan özgürlüğe ve modernlikle cebelleşmesi süregiden dindarlığa odaklanıyor bu yazılar. Örtünme meselesi, utanç duygusu, okul modeli, aile, vatan, gerçek demokrasi gibi günümüzün hararetli tartışma konularını, güncelliğin dar çemberinden çıkarıp, kanaati en katılaşmış olanları bile ilgilendirecek bir tazelikle tartışıyor. Düşünme sevgisiyle, düşünme kaygısıyla yazılmış yazılar...