Türkiyesi’nin gündelik hayat estetiği iç içe geçmiş iki bağlam tarafından şekillendiriliyor. İlki, küresel piyasa koşulları aracılığıyla belirlenmiş ve yaşamın ekonomik olmayan alanlarını da etkileyen bir ekonomik kültürlenme biçimi... İkincisi, bununla ilintili bir tür kimlik katıcı öz olarak karşımıza çıkan yerlileşme/yerelleşme talebi. (...) Zaman zaman yerliliğin küresel piyasa mekanizma ve simgeselleriyle bezendiği ve böylece yerelliğin yeniden üretildiği bir estetizasyon sürecidir bu... Hatta kendisini merkeze karşıt olarak kuran yerelliğin, bu karşıtlığı yeniden üretme potansiyelini açığa çıkaran ve bunu siyasetin diline de tahvil eden bir estetize etme biçimiyle karşı karşıyayız: yerli ve milli.”