Yenikapı Mevlevihanesi, diğer Mevlevihaneler ve tekkeler içinde söyleyebileceğimiz gibi salt bir hankah değildir; belki bunun kadar bir okul, bir kültür ve hatta bir sanat merkezidir. Okuldur, çünkü sayısız aydınımız ilk eğitimlerini ailenin yanı sıra böyle yerlerden almışlardır. Kültür merkezidir, çünkü tekkelerde -bunlar bile kültürel bir olgu olmakla birlikrte- sadece çorba içilip zikir yapılmaz. Mesnevi okumak, türbe ziyareti, sema etmek hep müşterek Mevlevi kültürünün birer parçalarıdır. Sanatmerkezidir, hele bir Mevlevihane muhakkak bir sanat merkezidir. Mevleviliğin, şiiri, raksı ve musikiyi mükemmel bir karışımla sunan niteliği, Mevlevihanelerin sanat merkezi halinde teşekkül etmelerinin birinci sebebidir. Büyük bir İstanbul tarhiçisi ve Mevlevi olan İhtifalci Mehmet Ziya Bey, İstanbul'da surların hemen dışında kurulup uzun asırlar Mevleviliğin en önemli merkezlerinden biri olan tekkeyi tüm teferruatıyla ele alıyor. Eser, hatıraların, gözlemlerin, tarihî ve siyasî enekdotların da aktarıldığı ve yazarın akıcı anlatımıyla herkesin kolaylıkla anlayabileceği bir belge niteliği taşıyor.