İnsanı daha temize ve yükseğe koşmakla yükümlü tutan Sabahattin Ali, Yeni Dünya’daki hikâyelerde toplumsal gerçekçiliği doğu masallarının renkleriyle birleştirir. Öykülerinde yarattığı karakterle bir yandan toplumdaki zengin-fakir, aydın-köylü gibi çatışmaları kullanarak eşitsizliği, diğer yandan ‘sevda’ üzerine biriktirdiği derin ve nahif düşünceleri bize gösterir. Fildişi kulelerde saklanmayı kabul etmeyen yazar, başarılı hikâye atmosferini bazen kara mizahla bazense gerçeklerin çıplak yüzüyle kurgulayarak, insanı ve hayatı sanatla öğretir.