Osmanlı hanedanı isyanlar, savaşlar, tahttan indirmeler gibi görünüşte ölümcül krizlere rağmen hükümranlığının sürekliliğini nasıl korudu? Ciddi krizler karşısında bile kesintiye uğramaması başlı başına kayda değer bu sultani hükümranlık hangi yollarla meşrulaştınhyordu? Osmanlı tarihçisi Suraiya Faroqhi, ordunun bir değer olduğu kadar bir yüke dönüştüğü durumlarda bile korunan bu istisnai ikbali anlamak amacıyla meşrulaştırma mekanizmalarına yakından bakıyor. Padişahlar, vezirleri ve diğer yöneticileri tarafından icat edilmiş olan meşrulaştırma araçlarının, gerek Müslüman gerek gayrimüslim sayısız Osmanlı sakinini bu kesintisiz hükümranlığın kendi çıkarlarına olduğuna, hatta belki ilahi bir planın parçasını oluşturduğuna ikna etmek üzere üretildiğini ortaya koyuyor. Padişahın iktidarının nasıl sergilendiğinin yanı sıra, bu imgelerin yabancı hükümdarlar tarafından nasıl algılandığını da analiz eden Yeni Bir Hükümdar Aynası, 16. yüzyıl ile 18. yüzyıl ortalan arasındaki döneme ilişkin kapsamlı arşiv araştırmalarına dayanan makalelerden oluşuyor. Faroqhi, İstanbul ve diğer yerlerdeki Osmanlı belge koleksiyonları üzerine önemli bir değerlendirme ile açılışı yapıyor.