Dilin rasyonellikten kopup irrasyonele doğru kaymasıyla birlikte bizim de gerçeklik algımız değişir. Görünürün, göründüğü kadar olmadığını; ancak başka bir bilgiyle tevile muhtaç olduğunu kavrarız. Çünkü bize gerçeklikten haber veren kelimelerin bağlamı değişir. Onlar asal anlamlarından uzaklaşırken, gerçeklik de alışılageldiğimiz bağlamından çıkar. Farklı bir bağlamda kelimeyle gerçeklik birbirlerini değiştirip dönüştürerek yeni bir anlam kazanırlar. Yukarıda sözünü ettiğimiz Hakikat yolculuğundaki insan için, anlam çeşitlenir, çoğalır. Burada Adonis, mecazın, özünde varlığı yok etmesinden söz eder. Sahip olduğumuz kelime ile aradığımız anlam arasında bir buluşma böylece gerçekleşmiş olur. Artık, yolcu; hakikati düşünme, keşfetme, idrat etme çabalarında yeni yollar, yeni yordamlar edinmiştir. Bu kavrayışla birlikte özün ve varlığın derinliğine dalmak için yeni bir ‘dil’ kuşanmış olur.