Her kitap, kitap olmanın dışında bir yaşantının, bir hayalin izdüşümüdür aslında. Ki bunlar bazen farkında olmadan gözümün önünden akıp giden yaşantılar, doruklarda yeşeren hayaller, bazen de gözlerimizin çok uzağında yaşam bulan anlardır. Zamanın o hırçın akışı karşısında kim nasıl durabilir? Kim anlatmadan durabilir? Bir halkın acılarını, sevinçlerini yazmamak olmaz. Sadece yazmak da yeterli değil, iyi yazmak gerek. Her şeyin toz duman içinde kaldığı böyle bir dünyada güzel bir şiir, bir öykü, bir roman yol gösterebilir insana. İnsan kendini edebiyatta duyumsadı ve duyumsamaya devam edecek.