Birbirlerini sevmeye alışabilmek için uzun süre kedileri sevdiler. Dışarıda sokak lambaları yanıyor, iri gövdeli bir ağaç, ışıkları deldiği noktalarda perdesiz eve karaciğer parçaları gibi düşüyordu. Sesleri gür boğazlardan Çingene şarkıları dinlerken, ruhlarındaki yasakları silecek koyu şaraplar içtiler. Sonra yanaklarını birbirine bastırdılar, yüzleri sivrilmiş, saçları karışmış, dudakları birbirine batmıştı. Bir adımla Nehir Selim’e yaslandı, bir adımda Selim Nehir’i taşıdı ve dört ayaklı bir yatak artık ayaklarını kullanmayan adamla kadını sabaha kadar ağırladı.