Bulutlar kaybolup gidince yağmuru özlemez mi kimse? Güneşin gökte pırıl pırıl parladığı bir gün yemyeşil kırlar, piknik yapan, uzanıp kitap okuyan, bisiklet süren neşeli insanlarla dolmuştur. Ama aniden kapkara bulutlar gökyüzünü kaplar ve göz gözü görmeyecek bir sağanak başlar. Herkes mutsuzdur, bu yağmur da nereden çıkmıştır? Bir anda şimşek çakar ve yıldırımla birlikte yer yer gri yer yer kapkara biri belirir: Yağmur Adam! İnsanların yağmurdan bu kadar mutsuz olmasına içerlemiştir ve bir daha dönmemek üzere ortadan kaybolur. Bu güneşli, sıcak ve boğucu günler nasıl geçecektir? Yağmur kimileri için güneşli bir günü mahveden bir şeyken, kimileri için büyülü bir müzik olabilir mi? Özge Bahar Sunar, bu öyküde yağmurun hayatımızdaki önemini işitme engelli bir kız aracılığıyla anlatıyor. Uğur Altun’un dikkat çekici çizimlerinde, susuz günlerin doğayı nasıl değiştirdiğini görüyoruz. Sıcak bir günde düşen yağmur damlaları bazı insanlar için ferahlatıcı bir nefes, çiçekler için can olurken, küçük bir kız için bugüne kadar görülmüş en güzel dansın şarkısı oluyor.