WASHİNGTON 1780-2000 Washington, mevcut bir kente yerleşerek değil, hiçbir eyalete ait olmayan ve tüm birliğin ortak malı olan bir arazi üzerinde yeni bir yerleşme kurularak inşa edildi. Virginia eyaletinden kenarları onar mil olan kare biçimli bir arazi parçası ayrılarak District of Columbia diye adlandırıldı ve,başkent orada kuruldu. Kentin planı bir Fransız subayı olan L’Enfant tarafından çizildi. Plancı, kenti Amerika’da çok alışılmış bir ızgara plan olarak yapmak yerine, ızgara plan ile Barok diyagonal tasarım ilkelerini bağdaştırdı. Sonraki yıllarda bu çok geniş düşlenmiş kent yavaş bir gelişme gösterecekti. Başkentlik işlevi dışında bir rolü olmadığından nüfusu kolay kolay artmıyordu. Dolayısıyla, seyrek yapılaşmıştı. Kentin gelişmesi için ABD siyasal sistemindeki ağırlıkların değişmesi gerekecekti. Bu tarihsel özetten de anlaşılacağı gibi, Washington ABD’deki mimari gelişmeleri örneklemek için en önemli odak değil. Başkent hiçbiri çok önemli sayılmayacak büyük, anıtsallık arayışındaki kamu yapılarıyla karakterize oldu. 1930’larda bile Neoklasik bir mimarlıkla inşa ediliyordu. Burada gerçekten önemli denebilecek yapılarla karşılaşmak için 1960 ve 1970’leri beklemek gerekmiştir. Washington Amerikan ve dünya mimarlık sahnesinde yeni yeni başrole soyunmaktadır.

Benzer Kitaplar