Pelerinsiz süper kahramanlık işinde ilk gününüz, ama siz ilk maceranızda galaksiden süzülen beyaz ışıkla şaşkına döndünüz. İşte o an geldiğinde kendinizi Sulhi Dölek’in öykü evreninde bulacaksınız. Sulhi Dölek, anlık düş kırıklıklarının, mizahı düş gücüyle yoğurmanın ustası, zamanının ötesinde bir kalem. Onun öykülerinde “Yaradan bizi yaratmasının kefareti olarak böylelerini de yaratıyor” diyen adam, “Ne dünya, kişi başına bir iyilik perisi bile düşmüyor” diye hayıflanan çocuk, çekilişle hayallerinin tatilini kazanan cezaevi mahkûmu, mevkisinden haşmetli masasını yok etme planları yapan tuhaf memur ve On birinci Pedro’nun renkli dünyası aynı anda kendini gösterir. Altmışlı yılların edebiyatında absürt kavramının, toplum içinde topluma rağmen yaşamanın, kara mizahın verdiği tadın zirvesini, insanın karmaşıklığını derin bir edebi keyifle anlatır Vidalar. Pelerinsiz süper kahramanların, içimize dolan vidaların, hazırcevap iyilik perilerinin, doksan artı bir’de kendi kalesine röveşatayla gol atanların hayata direniş öykülerini anlatan Vidalar, psikolojik derinliğe sahip mizahın en güzel örneklerinden biri. Öykülerinin çoğunun temel ögesi olan mizah, Sulhi Dölek’in özgünlüğünü kesinlikle ortaya koyar. Sulhi Dölek’in öykülerinde yaşamın acılarıyla bütünleşmiş bir gülmece, araç olarak ve sıkça kullanılır. Sulhi Dölek, insanın durumlarını, yaşadıklarını, tanıklıklarını, düş gücünün olanca yaratıcılığını ve dille ilgili gerçekleştirilebilecek çeşit çeşit söz oyunlarını damıtarak öyküleştirir.