Hz. Muhammed’in hayatı hiç kimseyle mukayese edilemeyecek kadar kayıt altına alınmış, en ince teferruatlarına kadar bilinmiş bir hayattır. Müslümanlar ilk dönemlerden itibaren Peygamber’in hayatını yazmış, onun sözlerini, fiillerini ve ‘ikrarlarını’ kayıt altına alan müstakil bilimler ve bu bilimlerde kullanılan yöntemler geliştirmişlerdir. Bilhassa tasavvuf irfanının ve metafizik düşüncenin gelişimiyle birlikte Hz. Peygamber’in bir ahlak ilkesi, ontolojik bir hakikat ve tüm âlemin varlık sebebi olduğu düşüncesi işlenmiştir. Hz. Peygamber’e yönelik bu ilgi hiç kuşkusuz İslam’ın temel ilkesi olan kelime-i tevhidin ikinci kısmındaki ‘Muhammed Allah’ın peygamberidir’ ifadesinin zorunlu ve mantıklı bir neticesiydi.