Kimsenin farkına varmadığı küçük, önemsiz kaygıları ve acılarıyla, bir başkasının mutluluğu uğruna katlandıkları büyük özverileriyle, yaşadıkları umutsuz aşklar ve hayal kırıklıklarıyla 19. yüzyıl Rusya’sında “küçük” insanların gündelik yaşamlarına büyüteç tutulan bu eserde ayrıca, her biri birer ömür törpüsü olan taşra kasabalarında heba olup giden nice güzelliklere ve yeteneklere dikkat çekiliyor. Çehov tıpkı diğer oyunlarında olduğu gibi bu eserinde de döneminin gerçekçi yaşam biçimini ve aydın kesimin “lüzumsuz insan” kıskacında nasıl boğulup gittiğini çarpıcı karakterlerle gözler önüne seriyor.