“Şimdi burada dünyanın kaderine karar verilecek.” Bir gün bütün kadınlar, uykuya daldığında vücutlarını saran bir tür kozanın içinde hapsolurlar ve bir daha uyanamazlar. Eğer uyandırılırlarsa veya bedenlerini saran o koza bir şekilde yırtılırsa diğerleri için ölümcül bir tehdit haline gelirler. Uyudukları sırada başka bir yere gider kadınlar; daha güvenli ve adil bir yerdir burası, erkek şiddeti ve nefret değil, uyum ve dayanışma vardır. Kendilerine yeni bir hayat kurmaya başlarlar. Yalnızca bir kadın bu uyku hastalığından etkilenmez. Her şeyin başlangıcı ve sonu olan gizemli bir kadın: Evie. O, incelenmesi gereken bir tıbbi anomali midir, yoksa öldürülmesi gereken bir iblis midir? Kadınların terk ettiği ve en ilkel dürtüleriyle baş başa kalan erkekler fikir ayrılığına düşerler. Eşlerinin ve kızlarının geri dönmesi için kimi Evie’yi öldürmek, kimi de onu kurtarmak ister. Gezegendeki bütün kadınların –ve erkeklerin– kaderi, bu birkaç gün içinde Dooling adlı küçük bir kasabada belli olacaktır. Baba-oğul King’lerin kaleminden Yunan tragedyalarını andıran epik bir destan, bir modern zaman masalı. “Eninde sonunda bütün kadınlar uyuyacak, bütün erkekler ölecek ve bu hırpalanmış dünya sonsuzluğa kadar sürecek bir rahatlamayla soluk alacak.”