Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray, Uyku İstasyonu’nda okurları, hayalle gerçeğin karıştığı farklı bir dünyaya götürüyor. Anlatıcı bir yandan bir hastanenin yoğun bakım servisinde bitkisel hayatta olan annesinin uyanmasını çaresizce beklerken bir yandan da insana nereyi görmek isterse orayı gösteren Hamdullah Bey’in sihirli aynasının, Yıldız Tozu Oteli’nin gizemli odalarının, Ömer’in Bahçesi’nin mucizevi mönüsünün eşliğinde bedenin, zamanın, mekânın ve hayatın acı gerçeklerinin kısıtlayamadığı büyülü bir serüvene adım atıyor. Uyku İstasyonu hüzne, ölüme ve acılara rağmen hayal gücünün, rüyâların, sevginin ve hayatın nasıl galip geldiğini anlatan, son derece samimi, zarif, hüzünlü ve bir o kadar da renkli bir roman. Hayatta kaç kere yaşayabilirsiniz? Belki bir defa, belki bin defa. Geri dönerek ve ileriye bakarak… Yaşamın ve ölümün, rüyâların ve gerçeklerin bir saç örgüsü gibi örüldüğü bu kitap sizi bir duraktan alıp başka bir yere götürüyor.