Vardar Nehri’nin üzerindeki köprüyü geçerken yüzlerini birbirlerine döner, kendilerini, kim olduklarını unutur, sadece sevda olurlardı. Onlar, birbirlerinin sözü, gerçeği ve yalanıydı. Lubica, Nevabil’e her baktığında dizlerinin bağı çözülür, düşecek gibi olur, koluna girdiği bu çok sevdiği adama iyice yaslanır, Vardar Nehri’nin coşkun sularına dalar giderdi. Gecenin sağır karanlığında uzaklardan köpekler ulur, fenerlerin ışıkları tek tek sönerken, onlar eve dönerdi.