Soğuk Savaş sonrası yeni uluslararası sistemin ne ölçüde düzenli yapı sunduğu konusu uluslararası ilişkilerin en temel tartışmaları arasında yerini korumaya devam ediyor. Dünya, iki kutuplu uluslararası düzen içinde, başat güçler etrafında kümelenen aktörlerden oluşan, birinin diğerine yönelik tahmini kolay dış politika ve güvenlik davranışları sergilediği yapıdan artık çok uzak. ABD ve Rusya gibi eskinin başat güçleri yanında, uluslararası sisteme benzer ve hatta daha fazla etkide bulunmak isteyen, geçmişte göreceli olarak pasif olan Çin ve Türkiye gibi birçok yeni aktörü görmek mümkün. Bu aktörler, gerek küresel gerekse bölgesel düzeyde dış politika ve güvenlik alanlarında rekabet etmelerinin yanında, aralarında pek çok işbirliği örnekleri içeren yoğun ilişki ağları da örmekteler.