İlk insanın yaradılışından başlayan en önemli faaliyet kuşkusuz yeme-içme olgusu olmuştur. Eski çağlardan itibaren yeme-içme gereksinimini karşılayacak çeşitli hammaddeler ve üretim yöntemleri denenmiş, yerleşilen coğrafyanın, sahip olunan kültürün ve eldeki olanakların farklılığına paralel farklı mutfak anlayışları gelişmeye başlamıştır. İlerleyen süreçte temel gereksinim olmasının yanında prestij, zevk alma ve buluşma gibi sosyal faaliyetlerin de ortaya çıkmasıyla yeme-içme kültürü dünya genelinde oldukça farklı ve geniş yelpazeye yayılmıştır.