Uçan Minimini Kadın, aysız bir gecede rüzgârla havalanır ve karanlığın içinde kaybolur. Bulutların arasında dans ederek gezinir. Gökyüzünde öyle güzel şekiller çizer ki insanın içinden gülmek, ellerini çırpmak gelir. Yere indiğinde tanık olduğu muhteşem hikâyeleri anlatır. Minik Adam ise endişelidir. Uçan Minimini Kadın’ı kaybetmekten korkar. Bu yüzden rüzgâr onu alıp götürmesin diye ayak bileğine bir ip bağlamaya karar verir. Peki ya rüzgâr şiddetini artırırsa? Sevmek birbirini sıkı sıkı tutmak mıdır yoksa el ele yürümek midir?