Ahmet B. Ercilasun’un üçüncü romanı. Öncekilerde olduğu gibi bu romanda da Ercilasun efsanelerden kopamıyor. Hatta bu romanda doğrudan doğruya efsanenin içine giriyor. Roman, 1310’larda Mısırlı Türk tarihçisi Ebubekir’in naklettiği, Türklerin yaratılış efsanesine dayanıyor. Roman kahramanları, Ebûbekir ve arkadaşlarının 1310 yılında gördüğü kayıp kitabın peşine düşüyorlar. Mısır piramitlerinden başlayan macera, Ahlat’a ve oradan Hawai’ye uzanıyor. Yüzüklerin Efendisi gibi efsane arayıcıları, Da Vinci şifresi gibi şifreler ve nefes kesen maceraların içinde Indiana Jones gibi kahramanlar… Fakat kahramanlarımız Türk ve efsane de Türklere ait. Ercilasun’un kahramanları, değerleri dondurup öldüren, yoksul ve ezik millîci gençler değil, tarih ve efsanenin peşinde koşan, hayatı yaşayan, kendine güvenen, varlıklı gençler. Akıcı bir macera üslubunun içine yerleştirilmiş destansı anlatımlar ve lirik tasvirler. Eserde kayıp bir halk olan Bodalar da var ve Ercilasun’un yarattığı Boda dili de. Romanın sonunda yer alan üç ekte, Boda dilinin özellikleri ve sözlüğü, efsane hakkında bir araştırma ve Ebûbekir’in naklettiği efsanenin tercümesi de var. Bunlar sayesinde bir dil ve destan bilimcinin hafızasına yolculuk edebilirsiniz.

Benzer Kitaplar