Ezgi ve sözün birlikte hayat verdiği türküler, milletimizin tarih boyunca duygularını yüklediği bir arşiv niteliğindedir. Milletimizin nabzı türkülerde atar. Aşkı, acıyı, ayrılığı, gurbeti, sılayı nasıl algılamamız gerektiğini bize türküler öğretir. Yemen’in feryadı, Çanakkale’nin çığlığı onlarda saklıdır. Mehmet Kaplan, bizi yüz yıllar ötesinden gelen bir sevgi ve heyecanla birleştiren türkülerimizin oyunlarımızla birlikte bütün gönülleri birbirine kenetleyen en kuvvetli dil olduğu görüşündedir. Ahmet Turan Alkan’ın dediği gibi o Türkiye’nin derinliklerindeki gizli bir mutabakatı anlatan bir başka dil dir. Shakspeare onun için, bir milletin türkülerini yapanlar, kanunlarını yapanlardan daha güçlüdür demiştir.