Sivil Toplum Kuruluşları (STK) günümüzde toplumun en önemli aktörlerinden biri konumundadır. İçinde bulunduğumuz dönemde STK’ların yarattıkları istihdam, bütçe büyüklükleri, geliştirdikleri projeler, kamu politikaları üzerindeki etkileri göz önüne alındığında geçmişe kıyasla çok daha güçlü oldukları ifade edilebilir. Ancak, bugün gelinen noktada STK’ların artık geçmişte olduğu gibi yönetilmelerinin mümkün olmadığı, profesyonel ve bilimsel yöntemin ilkeleriyle yüzleşmenin STK’lar için de bir zorunluluk haline geldiği anlaşılmaktadır. Günümüzde STK’ların hükümetler, uluslararası diğer kar amaçsız kuruluşlar, işletmeler, üniversiteler vb. paydaşları ile sürekli iletişim ve etkileşim halinde olmaları, bütçelerinin kimi zaman büyük boyutlu işletme bütçeleri ile yarışması gibi etkenler STK’lar için profesyonel yönetim ve örgütlenme usullerini benimsemeyi kaçınılmaz kılmaktadır. Öte yandan STK’ların gelirlerinin önemli bir kısmının bağış ve yardımlardan oluşması, bu kuruluşlar için etkin kaynak kullanımının teknik verimliliğin ötesinde vicdani bir sorumluluk olduğunu düşündürtmektedir. Kaynakların etkin ve verimli kullanımı ise ancak profesyonel bir yönetsel ve örgütsel yapının benimsenmesi ile mümkün olacaktır.

Benzer Kitaplar