Hayatını çocuklarına adamış, yaşamı boyunca elde edemediği emellerini gerçekleştirme çabası ile huzurlu bir yaşam için her şeyi hazırlayan bir adamı tüm geçmişini ve geleceğini alt üst ettiğine inandığı ve düşündüğü bir felaketi başka bir felaketle(!) bertaraf etmeye sevk eden nedir? Kız kardeşini ağır yaralayan gencin karakolda polisin kendisine Dua et ki ölmemiş olsun! sözünü duyduğunda kendi kendisinden nefret ettiren, beceriksiz görmesine neden olan duyguyu besleyen nedir? Eşini neden öldürdüğünü anlatırken, bir yandan namusumu temizlediğini söyleyip, diğer yandan öldürdüğü eşinin fotoğrafını itina ile sakladığı cebinden çıkararak Rahmetli... diye ifade etmesini bir kişiye söyleten nedir? Bir insan, eşini, kızını, kardeşini, yengesini ya da başka birisini nasıl bir duygu ile bu kadar ötekileştirip öldürebilir? Bu olguyu hiçbir toplumsal nedene ya da bireye hitap edemeyen bir gerekçe ile sadece kaba bir barbarlık ve canilik söylemi ile dile getirmek ne kadar açıklayıcı olacaktır? Türkiye’de namus adına işlenen cinayetler üzerine sosyolojik bir araştırmanın verileriyle, konu namus cinayeti işleyen kişiler üzerinde gerçekleştirilen bir araştırma ile bugüne kadar ele alınış biçiminden farklı bir şekilde ortaya konulmaya çalışılıyor.