Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkileri 1959 yılında ortaklık başvurusuyla başlamıştır. 1959 yılından 2002 yılına kadar Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde somut olarak elde ettiği tek entegrasyon modeli, "Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği"dir. 1 Ocak 1996 tarihi itibariyle yürürlüğe giren gümrük birliği, Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinden bağımsız olarak malların serbest dolaşımı bağlamında Türkiye'nin Tek Avrupa Pazarına entegrasyonunu düzenleyen bir modeldir. Söz konusu çalışma, sadece Türkiye açısından değil, Avrupa Topluluğu Hukuku açısından da özel bir model niteliği taşıyan "Türkiye-Avrupa Topluluğu Gümrük Birliği Modeli"ni ayrıntılı olarak incelemektedir. Çalışmanın ikinci araştırma konusu ise gümrük birliği modeli ile Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik süreci arasındaki ilişkidir. Bu çalışma gümrük birliği ile tam üyelik süreci arasındaki ilişkiyi üç açıdan ele almaktadır. Bunlar, "tam üyeliği kolaylaştıran bir faktör olarak gümrük birliği", "tam üyeliği zorlaştıran bir faktör olarak gümrük birliği" ve "tam üyeliğin gerçekleşmemesi durumunda gümrük birliği"dir. Özellikle bu son başlık, Türkiye'de siyasi iktidarın bugünden üzerinde düşünmesi gereken çok önemli bir konudur. Tam üyeliğin gerçekleşmemesi durumunda, gümrük birliğinin geleceği ile ilgili kaygılarını bugünden dile getirmesi, kuşkusuz Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üyelik sürecinde müzakere pozisyonunu güçlendirici bir rol oynayacaktır.

Benzer Kitaplar