Birkaç cümleyle benim tanıdığım Arnavutluk'a da değineyim. O yıllardaki Arnavutluk, bugünkü Arnavutluk'tan çok farklıydı. Ülkeyi kırk yıl demir yumrukla hükmetmiş olan Enver Hoca, benim Tirana'ya varışımdan altı ay kadar önce ölmüştü. Ama onun bütün kadrosu iktidarda ve kurduğu rejim de ayakta idi. Baştan başa iki sıra tel örgülerle çevrilmiş, midye gibi içine kapanmış, kuş uçurmaz, kervan geçirmez bir ülkeydi o zamanki Arnavutluk. Arnavut polisi herkese kuşkuyla bakardı, kendi halkına da bizlere de göz açtırmaz, nefes aldırmazdı. Ülkede çıt çıkmaz, yaprak kımıldamazdı. Rejim, zavallı Arnavut halkına âdeta kan kustururdu, ama "kızılcık şerbeti içirdim" derdi. Yeryüzünde bu tür ülkelerin son numunesiydi Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti. Kuzey Kore bir, Arnavutluk iki... Dünyada bu kadar kapalı ve bu kadar sıkı bir üçüncü ülke yoktu sanırım.

Benzer Kitaplar