Türk kültüründe vampirler konusu ilginizi çekiyorsa şu an elinizde oldukça kapsamlı ve kendinden sonraki araştırmalara ışık tutacak değerli bir kaynak var. Değerli öğretmenimiz Giovanni Scognamillo hayatta olsaydı muhtemelen bu satırları o yazıyor olacaktı. Yıllar önce Metin Demirhan’ın dükkânında tanıştığımızda, şaka yollu, “Bir ara sizin vampir olduğunuzu düşünmüştüm” demiştim. Gülerek “vampir olsam yürümek için şu bastona muhtaç olur muydum” demişti. Üstad vampir değildi. Ama ben vampirlerin olduğuna bir zamanlar fena halde inanmış bir çocuktum... Anneannem yüzünden; 5 – 6 yaşlarımdaydım. Anneannem evin önündeki bahçede oynarken “Hava kararıyor. Vampirler gelir artık. Gir içeri” diye çağırırdı. Bir şey anlamazdım. Bir kez başka mahalleden bir çocuğu vampir ısırmış diye duyduk. İlkokulda okumayı söküp, Korku dergisinin bir sayısında vampirlerle tanışıca aklım çıkmıştı… Ortaokulda vampir diye bir şey olmadığını anlamıştım ama anneannemin niye başka anneanneler gibi öcü, bohçacı ve dunganga gibi benzer bahaneler kullanmadığını anlayamamıştım. Rahmetli hiç de Korku dergisi falan okumazdı. Bir gün vampirleri nereden uydurduğunu sormuştum; “Sen daha yoktun. Eskiden çocukları ısıran sapık vampirler vardı. Gazeteler o yakalanan vampirleri yazardı hep” demişti. Yaşlılık işte diye geçmiştim. Son yıllarda kütüphanelerde eski gazeteleri tarayıp duruyorum. 1950 ve 60’lı yılların kimi gazetelerinde “Vampir Yakalandı” manşetleriyle karşılaştım. Her nasıl olmuşsa çocuklara musallat olan bazı sapıklar, dönemin filmlerinden etkilenmiş olsa gerek, çocukları ısırmaya kalkışmış ve bu olay zamanın medyasına da bu şekilde yansımıştı. Yani vampirler bambaşka bir gerçeklik penceresinden gündelik hayatımıza, oradan da kim bilir benim gibi kaç çocuğun rüyalarına girmişti. Velhasıl Türk kültüründe vampir vardır. Bu kitapta İçkegleri, oburları, albastıları, emegenleri ve daha nicesini bulacaksınız. Geceleri okuyun.