Dünyanın XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ivme kazanan ve XX. yüzyılla birlikte inanılmaz bir hıza ulaşan, değişim/dönüşüm sürecini açıklayan en güzel ifadelerden biri herhalde "Değişmeyen tek şey değişimdir" ifadesidir. Toplumsal yaşamdan siyasete, ekonomiden bilime, sanattan kültüre kadar akla gelebilecek her alandaki bu değişim/dönüşüm sürecinden nasibini alanlardan biri de kamu yönetimidir. Bu süreci şekillendiren/yönlendiren fenomenlerin başında da "küreselleşme" gelmektedir. Küreselleşme, gerek teoride gerekse uygulamada en fazla tartışılan, üzerinde henüz bir konsensüs sağlanamamış bir olgudur. Zira o, kimileri için "kabus", kimileri için ise "en tatlı rüya"dır. Bu nedenle, küreselleşme eksenli çalışmalarda bilimsel objektiviteyi kaybetmeden sağduyulu analizler yapmak güçtür. Etkilerini hayatın her alanında her gün yaşayarak gördüğümüz küreselleşme olgusundan etkilenen alanlardan bir olan Türk kamu yönetimi son yıllarda çok hızlı bir değişim/dönüşüm geçirmektedir. Geçmişe ait yöresel kurum ve uygulamaların dramatik şekilde ortadan kaldırıldığı, İşletme orjinli yönetsel uygulamaların egemen olmaya başladığı, "minimal devlet" veya "devletİn asli fonksiyonlarına dönmesi" gibi gerekçelerle pek çok alandan devletin elinin çekilmesi ve artan yerel otonomi talepleri söz konusu süreçte yaşananlardan ilk akla gelenlerdir. "Küresel Esintiler ve Yerel Etkiler Sarmalında Türk Kamu Yönetimi" adını taşıyan elinizdeki çalışma, sevgili genç meslektaşlarım Dr. Abdullah Yılmaz ve Uz. Yavuz Bozkurt'un editörlüğünde 12 farklı üniversiteden 19 akademisyenin katılımıyla ortaya çıkan ortak bir çalışmadır.