Şairin bir biyolojik evlatları vardır, bir de kelimelerden, harflerden yapılmış çocukları. Şair ikisine de aynı gözle baksa, eşit davranmak istese bile, bölüşülmesi, bölüştürülmesi gereken bir zaman süresi vardır, sınırlı bir ömür: haksızlık nerdeyse kaçınılmazdır. Gerilimi daha da artıran bir şey daha var. Şair sadece baba değildir, çocuktur da: Kendi şiirlerinin çocuğu, kendi yazdıklarının ürünü. Çocuk büyür, değişir; her kitapla, her şiir evresiyle ortaya farklı bir “kişi” çıkar – biyolojik çocukların babalarındaki bu değişmeyi günü gününe izlemesi beklenemez, pek mümkün de değildir zaten.