Bu kitapta tüketim olgusunun temelinde dağılan amaçlardan, duygulardan ve düşüncelerden bahsedilirken diğer yandan tüketim çılgınlığına karşı doğan mücadelelere değinilmektedir. Duygu ve mantığın işbirliğiyle gerçekleştirilen davranışlarımızın söz konusu tüketim olgusu olduğunda nasıl bir bilinçaltı mekanizmasının devreye girdiği ayrıntılarıyla anlatılmaya çalışılmaktadır. Tüketim yaşamın bir parçasıdır. Yaşamda amaç, anlık doyumla ve hazlardan ziyade uzun süreli ve sürekliliği olan mutluluk olmalıdır. Dolayısıyla, tüketim olgusu bir mutsuzluk aracı değil, insan yaşamına anlam katan, mutluluk ve huzur kaynağı olacak bir faaliyet olmalıdır. Sokrates’in “Mutluluğun sırrı; daha çok olanı aramakta değil, daha az olanın tadını çıkarmakta saklıdır” ifadesi belki de bu konuda söylenebilecek son söz olsa gerek…