Leon Troçki‘nin, 1940‘da Stalinist bir celladın baltalarıyla erken sona eren hayatı, 20. yüzyılın büyük trajik figürlerinden biri olma özelliğini hâlâ muhafaza ediyor. Troçki, içgörüleri nedeniyle düşmanlarının bile hayranlığını üstüne çekmiş devrimci bir siyasetçi; kalabalık bir kitleyi gözyaşlarına boğarak harekete geçirebilecek yetenekte güçlü bir hatip; edebi yeteneklerinden dolayı eserleri asla göz ardı edilemeyecek kadar iyi bir tarihçi; gelişen olayları yorumlayıp geleceği bir Eski Ahit peygamberinin tutkusuyla öngörmekte mahir bir siyasal analistti. Son sürgün yerinde artık zekâsı, dünya siyasetinin geçmişini analiz edip geleceğini öngörmeye yönelik çalışmalarını sürdürdükçe yeni ve muhteşem boyutlara ulaşmıştı. Nitekim, kâhince değerlendirmeleriyle Hitler‘in yükselişini ve faşizmin insanlığa ödeteceği bedelleri, büyük savaş patlamadan önce Holokost‘u, komünist bloğun çökmesine yol açacak olan Doğu Avrupa‘daki gelişmeleri öngörmüş; Rusya‘daki Stalinist sistemin, ya sosyalizme yönelecek ya da kapitalizme geri dönecek bir geçiş devleti olduğuna işaret etmişti...