"Torino Kefeni: Hz. İsa'nın çarmıhtan indirildikten sonra sarıldığı iddia edilen keten kumaş." Çok ciddi bir teşebbüsün hikâyesi-Hz. İsa'yı klonlama teşebbüsünün. Hikâyenin merkezinde, Torino Kefeni üzerinde yapılan araştırmayı yönetirken daha önce hiç dile getirilmemiş sorulara yanıt aramak zorunda kalan, varlıklı mikrobiyolog Dr. Felix Rossi bulunuyor. Acaba kumaşta İsa'nın DNA'sını taşıyan kan var mıydı? Varsa bile DNA hala sağlam mıydı? Felix Rossi, New York'taki evinde bu çılgınca fikir üzerinde çalışırken nişanlısı, fedakâr kız kardeşi ve hizmetçisinin meraklı bakışlarından da kaçınmak zorundaydı. Üstelik, çok gizli tutmak istediği araştırmasıyla ilgilen bir muhabirin ortaya çıkmasıyla birlikte ona karşı kendiliğinden bir ittifak kurulmuş oldu. Artık daha fazla gecikmeden, kafasındaki çılgınca fikri hayata geçirebilmek için modern zamanların Meryem Ana'sını bulmalıydı. Torino Kefeni okuyucuyu, bir dedektif romanının tüm belirsizliği, bir gerilim romanının tüm heyecanı ve tehlikeli bir maceranın tüm ürpertisiyle sosyetik galalardan İrlanda barlarına, Harlem Kiliselerinden faşist dönem ve günümüz İtalyası'na kadar uzanan bir yolculuğa çıkartıyor. Kopmuş aile bağlarını, kaybolan bir kültürel mirası, bir adamın Tanrı'yı arayışını ve umutsuz bir kadının kendini özel hissetme çabalarını dile getiriyor. Hızla gelişen bu karmaşık olaylar zinciri içerisinde doğan beklenmedik ve dokunaklı bir aşk öyküsünü anlatıyor. J R Lankford'un zekice tasarlanmış ve ustalıkla yazılmış bu sürükleyici romanı, bilimsel bir araştırmanın ayrıntıları ile farklı kültür ve inançları başarılı bir şekilde harmanlıyor.