Şimdi sarkaç, sosyal karşılıklı bağımlılık ve grup olgusuna ilgiden, bireysel bilgilenme sürecine ilgiye doğru salınmaktadır. Burada daha `bireyci` Amerikalılarla, daha 'grupçu' Avrupalılar arasında bazı ayrılıklar olduğu görülebilir. Eğer Avrupalıların sosyal psikolojisi daha fazla ses getirip Amerikalıların ilgisini gruplara çekebilirse, durum ilginç olacaktır. Bu, sosyal psikolojideki eski bir hikâyeyi andırır: Bireylerin incelenmesi, onların içinde işlev gördükleri sosyal karşılıklı bağımlılık matrislerinden açık bir biçimde haberdar olmayı gerektirir. Grupların incelenmesi, grup üyelerinin bilişsel ve motivasyonel süreçlerine genelleştirilmelidir. Bu iki odak arasındaki gerginlik, zamanla, geçici sapmalar olsa da, sosyal psikolojiyi nispeten düz bir çizgide tutan unsur olabilir.