“Tabip olarak meseleleri öğrenmede algılayışımız yetersiz kalıp meselelerin hakikatini kavramada acze düştüğümüzde de Hipokrat ve Galen’i takip etmeliyiz, felsefeci olmamız dolayısıyla da Eflatun ve Aristoteles’i benimsemek durumundayız ve savunduğumuz fikirlerde hakem olarak onları kabul ederiz. Eğer meseleyi anlayıp mesele hakkında sağlıklı bilgiye ulaşabilirsek ilimde onlarla aynı seviyedeyiz demektir ve dolayısıyla hakkı açıkça ifade etmemiz gerekir. Onların sözlerinden sözlerimizin doğruluğunu tasdik eden alıntılar yaparız. Bunların ortaya konulmasıyla şüphecinin tutunabileceği hiçbir delil kalmamaktadır. Çünkü ister âlim isterse taklitçi olsun o kişi her iki bakımdan da gerçeği kabul edecektir.”