Masallar şehri Timbuktu yüzyıllar boyunca Batılıların “kara kıta” Afrika ile ilgili fantezilerinin odak noktası oldu. 18. yüzyılın sonlarından itibaren, bir yeryüzü cenneti olduğu düşünülen bu “uzak” diyarı ve hazinelerini “keşfetme” hummasına yakalanmış bir dizi Avrupalı kâşif şehre ulaşmak için seferlere çıktı. Fakat üst üste bir sürü keşif seferi saldırılar, çetin iklim şartları ve hastalıklar yüzünden başarısızlığa uğradı. “Keşif” sonunda gerçekleşti ve Timbuktu’nun gerçekten de hazineleri olduğu görüldü: Şehir ortaçağda bir ilim merkeziydi ve kütüphaneleri dinden şiire, hukuktan tarihe, farmakolojiden astronomiye kadar sayısız konuda on binlerce elyazmasıyla doluydu. Charlie English, kapsamlı bir araştırmaya ve birebir görüşmelere dayanan sürükleyici kitabında bu iki yüz yıllık “keşif” hikâyesini çok daha yakın tarihli bir başka olayla iç içe anlatıyor: 2012 yılında el-Kaide bağlantılı cihatçıların Mali’ye girişi ve gözükara bir kütüphaneciler ve arşivciler grubunun yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan binlerce paha biçilmez elyazmasını usul usul Timbuktu’dan kaçırışı. “Olağanüstü bir incelik ve ustalıkla icra edilmiş bir tür postmodern tarihçilik.”

Benzer Kitaplar