Biyolojik özelliklerimizi temel aldığımızda erkek ya da dişi olarak belirlenen bir cinsiyetimiz vardır. Cinsellik ise bu biyolojik yapı üzerine eklenen sosyolojik, psikolojik ve felsefi boyutları da içeren daha geniş bir tanımlamadır. Doğum öncesinden ölüme kadar duyguları, düşünceleri, inançları, davranışları ve yaşantıları içeren gelişimsel bir süreçtir. Belirli bir yaşam döneminde beklenen cinsel duygular, inançlar ve davranışlar o yaşa uygun cinsel gelişimi belirler. İnsanın ve hayvanın cinsel gereksinimlerini izah etmek için Doğuştan olan ve biyolojik olarak belirlenen cinsel zevk dürtüsü anlamına gelen libido terimini kullanır. Cinsel dürtünün niteliği ve karakteristik yapısı konusunda bir takım kesin düşünceler, toplumda oluşturulmuşsa da, bu anlamda, cinsel güdü daha bebeklik evresinde kendini gösterip, ergenlik çağında sapkınlık ivme kazanıp, olgunluğa götüren yürüyüşle sıkı bağlantısı olup, cinslerden birinin öbürü üzerine dayanılmaz bir çekim yasasıdır. Cinsel çekim yapan kimseye cinsel nesne, dürtünün bir kimseyi ittiği eyleme cinsel amaç diyeceğiz. Bilimsel deney bize kah nesne ile, kah cinsel amaçla ilintili çok sayıda sapmalar bulunduğunu ve bu sapmalarla normal sayılan hal arasındaki bağlantıları derinleştirmeye çalışmak gerektiğini ispat etmektedir.