Bugünkü anlamda teorik ve uygulamalı eleştiri örnekleri ilk defa 19. Asır Türk edebiyatında görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde genelde sanat özelde edebiyat eserlerinin mahiyeti ve değeri nazirecilik ve medhiyecilik geleneğinden farklı olarak ilk defa tenkitle ortaya konulmuştur. Lafız, harf, hareke ve terkiplere dair kusurlara yönelerek edebi eserin niteliğini tespite çalışan klasik anlayış yavaş yavaş kendini tenkide bırakırken sanat eserlerinin mahiyetini kavramada tenkit bir değer ölçüsü halini almıştır. Şüphesiz bu değer tenkidin felsefeyle ilişkili olarak kazandığı bir niteliktir. “Tekamül-i Tenkit” yazıları eleştiri-felsefe ilişkisi içinde tenkidin gelişimini okurlarına aktaran ilk yazı serisi olmuştur.