Türkiye’de 1923-46 döneminde, muhalefete izin vermeyen otoriter tek parti yönetimi uygulandı. 1946’da çok partili yönetime geçilmesine rağmen, siyasi hayatta tek parti dönemi ideoloji ve uygulamaları etkisini 20. yüzyılın sonuna kadar sürdürdü. Tek parti dönemi ideoloji ve uygulamalarını sürdürmenin güvencesi ordu ve yüksek bürokrasiydi. Devletin imkânlarını kullanarak toplumsal statüsünü güçlendiren bu iki organize kuvvet, tek partili dönemde kurulan düzeninin değiştirilmesine yönelik girişimlere her zaman karşı çıktı. Çok partili dönemde, tek parti ideoloji ve uygulamalarının dışına çıkma cesareti gösteren seçilmiş iktidarlar, askeri darbelerle devrilerek cezalandırıldı. Türkiye 21. yüzyılın başında, yönetim yapısını Avrupa Birliği kriterlerine uyumlu hâle getirmek için, seçimle oluşan siyasi kurumlarını güçlendiren, ordu ve yüksek bürokrasinin tek parti zihniyetine bağlı mütecanis kitle olma özelliğini değiştiren köklü reformlar gerçekleştirdi. Siyasi rejimin demokratikleşmesine bağlı olarak, bugün artık tek parti dönemi ideoloji ve uygulamaları tartışılmakta ve aşamalı olarak kaldırılmaktadır. Çeyrek asırdan beri aralıksız basılan ve ilk baskısı kadar ilgi gören “Tek Parti Dönemi”nin, tek parti ideoloji ve uygulamalarının devletten tasfiyesine yönelik tartışmalara öncülük ettiği söylenebilir.