Şurası bir gerçektir ki, herkes fıkra anlatamaz, ibretli ve hikmetli sözler söylemek, kulaklara küpe hazırlamak, insanları hem güldürmek, hem de düşün-dürmek için keskin zeka kadar, ilim ve irfan hazinesine ihtiyaç var. Dağarcığı dolu olan ve bu arada zekası da tatlı tatlı kaşınan bir bilginin, bir şairin, bir sanatkarın sözleri, hiç şüphe yok ki altın ve mücevher değerindedir. Onun içindir ki, eskiden bazı padişahlar, bir takım önemli devlet adamları, dinledikleri ve beğendikleri söz ustalarının, mizah üstadlarının, şairlerin ve ediplerin ağızlarını altınla doldurmak istemişlerdir .