Juan Pablo Villalobos’un ilk romanı Tavşan Deliğinde Fiesta aralarında İngilizce, Almanca, Fransızca ve Portekizcenin bulunduğu birçok dile çevrildi. Bu kısa ama çarpıcı roman, karakterlerini Meksika başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinde gittikçe yaygınlaşan uyuşturucu tacirlerinin ve yolsuzluk hikâyelerinin anlatıldığı popüler tür narkoedebiyat tan ödünç alıyor. Ama onları eski kıtayla yeni kıtayı birbirine bağlayan zengin edebiyat mirasının ortasına yerleştiriyor. Hikâyeyi bir çocuktan, Meksika’nın en büyük uyuşturucu tacirlerinden birinin oğlu Tochtli’nin ağzından dinliyoruz. Tochtli’nin tanıdığı insan sayısı on dört ya da on beş, bir sürü ölü de tanıyor, ama ölüler sayılmaz. Hayatta en çok istediği şey bir Liberyalı cüce suaygırına sahip olmak. Dünyanın her köşesinden gelen şapkaların bulunduğu devasa bir şapka koleksiyonu var. Yatmadan önce mutlaka sözlük okuyor, şapkadan tavşan çıkarır gibi sözlükten kelime çıkarıyor. Yaşadığı sarayın ya da deliğin dışındaki dünyayı özel öğretmeninin anlattığı kadarıyla biliyor. Soru-cevap oyunu. Biri sözle vücudun belli bir yerine belli sayıda kurşun sıkıyor, ötekiyse cevap veriyor: canlı, ceset ya da henüz belli değil. - Kalbe bir kurşun. - Ceset. - Sol ayağın küçük parmağının tırnağına otuz kurşun. - Canlı. - Pankreasa üç kurşun. - Henüz belli değil.