Arkeolojik veriler, uzak bölgeler arasında mal aktarımının en azından Üst Paleolitik Çağ’da başladığını ve Neolitik Çağ’da yoğunlaşarak arttığını göstermektedir. Alışverişi yapılan nesneler ve bunların dağılım modelleri zaman içinde, bölgeden bölgeye ve kültürden kültüre değişse de, paleolitik çağlardan itibaren insanların birbirleriyle alışverişte bulunduğu bilinmektedir. Tarihöncesi dönemlerden beri uzaklık, insanların ihtiyaç duyulan maddeleri sağlamasında bir engel oluşturmamıştır. Dil, etnik köken, ölçü birimi, teknoloji farklılıkları ve ulaşım biçimi yalnızca ticaret yapmayı güçleştirmiş ya da kolaylaştırmıştır. Anlaşmazlıkları önlemek, coğrafi engelleri aşmak için sürekli yeni keşifler yapılmıştır; yük hayvanlarının kullanılmaya başlanması, ticaretin hem hacmini hem hızını arttırmış, yazının icadı ise ticaretin kontrollü yapılmasını sağlamıştır. Elinizdeki kitapta tarihöncesi ticaretle ilgili kavram ve tanımlamalar açıklanmış, yer yer yeniden tanımlanmıştır. Arkeolojik olarak ticaretin nasıl saptanacağı ve modelinin nasıl belirleneceğine ilişkin ölçütler, ağırlıklı olarak arkeolojik ve etnografik veriler yardımıyla ortaya konmaya çalışılmıştır.

Benzer Kitaplar